Yükleniyor...

ÇARESİZLİK!

Türkiye’nin en çok pas yapan en çok isabetli pas yapan takımı…

05 Aralık 2016 Pzt 20:33 10631

Orada bize sürekli basit oynamamız söyleniyordu. Ne yapsak basit oyna basit oyna! Ben de basit bir oyuncu oldum. Al ver al ver…” (Mehmet Güven 12..05.2015 FourFourTwo)

 

Türkiye’nin en çok topa sahip olan takımı…

 

Türkiye’nin en çok pas yapan en çok isabetli pas yapan takımı…

 

Sebebi çaresizlik. Selçuk, De Jong, Sneijder. Topla mesafe alamayan, çalım atamayan, süratlenemeyen, tempo yapamayan üstüne pres becerisi de olmayan sıradan futbolcular görünümündeler. Rakibin blokları arasında sırtı dönük top alıp dönebilmek, oyunun yığıldığı kanadın tersine beklenmedik pasları atabilmak yerine stoperlerin ayağından topu alıp birbirlerine yan pas vermeyi tercih ediyorlar gibi duruyor. Yanılgı tam da burada başlıyor. “O beklenenleri yapamıyorlar.” Fiziki yetersizlikleri tekniklerinden her geçen gün alıp götürdüğü için vücutlarına hükmedemiyor beyinleri. Bir kararın eşiğinde olmaları gerekiyor bence. “Jübile öncesi Çin mi Katar mı?” Sneijder’in Juventus’a attığı golle coştuk o buz gibi havada; Selçuk frikiklerini cep telefonuyla kaydetme yarışına girdik kabul. (De jong kusura bakmasın mazimiz yok kendisiyle) Ama futbol ne verdiğinle değil ne vereceğinle ilgilenir. Aksi olsa hala Hagi oynuyor olurdu. Tüm bunlara mevcut stoperlerin güçsüz, kısa, ağır olmaları (nasıl bir algıysa teknik sanılıyorlar ama değiller bknz baskı altında ortasahaya attıkları toplar) ve beklerin yetersizliklikleri eklenince ortaya keçiboynuzu tadında bir şey çıkıyor. Bilgisayarlardaki uyku modu biz izleyicilere 20. dakikadan itibaren sirayet etmeye başlıyor.

 

Söz beklerden açılmışken ortalama bir futbol izleyicisi için Sabri, Carole, Cavanda hatta Linnes bulunmaz hint kumaşı. Beklenmedik hareketleriyle maçın başrolünden rol çalma peşindeler. Taraftarı değilseniz keyif için birebirler. Dün ikinci golde Carole’ün içinden Alex çıktı mesela; o ne çalım o ne pastı öyle. Keza yenilen golde Sabri sol ayağıyla (kullanmadığı ayağı diyeceğim ama geçen sene Sivas’a öyle bir golü var ki o sol ayakla bak işte yine beklenmedik bir hareket) topu uzaklaştırmak yerine sağ ayağıyla kontrol derdinde. Defansta kademe bilmezler, hücuma çıktıklarında orta atamazlar ve sonra bir de geri dönemezler. Geri dörtlünün sallanan bu hali de ister istemez takımın çaresizliğine tuz biber oluyor.

 

Bruma da pas futbolundan şikayetçidir eminim. Küçükken oynadığımız sokak futbolunda “beyler paslı oynayalım” diyen kazmalar (siz topla tüm sahayı katederken o futboldan soğuyan topun sahibi tiplerden bahsediyorum) nasıl bir hırssa artık tüm altyapıları ele geçirmiş gibiler. Arda’ya “topu tutma” diye kızdıklarında dayanamayıp “en iyi yapabildiğim şey bu, ben bunu yapacağım” demesi gibi isyan eden futbolcular istiyor bu gözler.

 

Çift forvetle Elazığ’a karşı bile oynayamayan, on kişi kalmış Kasımpaşa karşısında ecel terleri döken sarı kırmızının rakip duran toplarda alan savunması adı altında ortaya koyduğu tiyatro da unutulmamalı. Pasa, topa sahip olmaya aldanmadan kalede Muslera’ya güvenecek, Bruma’dan ekstra işle bekleyecek bazen de Podolski’den kıpırdanıp kaleyi yoklamasını umut edecek Galatasaray’lılar. Dün tam da bunlar oldu.

 

Çaresizlik adama her şeyi yaptırır derler, bizde pas yaptırıyor…

Umut Güneş

En Son Yazılar

Copyright © 2019, spordb.com | Tüm hakları Spordb.com'a aittir. İzinsiz olarak hiçbir içerik kopyalanamaz ve dağıtılamaz.