Kaçan 2 puandan ziyade psikolojik olarak bitik görüntü sonun kara habercisiydi aslında. Rakiplerinin bir önceki günkü zorlu deplasmanlardan aldığı üçer puan özgüveni eksik takımın geriginliğinin ana nedeniydi. 

Maça kötü başlayan bir de hakem vardı ilk yarıda.. 

Çaldığı çalmadığı düdüklerle büyük takım maçı yönetecek olgunluğa henüz gelmediği bariz ortadaydı. 

Daha maçın başında Emenike'nin karşı karşıya pozisyonda düşürülmesini süzemeyerek kontrolsüz kartlarla süslediği oyununu doksan dakika boyunca sürdüren hakem olacak hakeme gergin takımı daha da geren taraf oldu.

Fenerbahçe'ye baktığımızda, ne oynaması gerektiğini tam olarak idrak edememiş, sezonu yeni açan bireylerden kurulu bir takım gibiydiler. Kötü oyunu ya da dizilimi Ozan Tufan ve Lens'in yokluğuyla anlatamazsınız. Kornerleri kullanan oyuncu Robin Van Persie  yapılmış. Onu da kullanacak dermanı yok. Maçı 3 isabetsiz şut ve 6 isabetsiz orta ile kapatıyor. İsabetli şut ve ortası yok. Yani bildiğimiz tempoda aynen gidiyor. Hareketli ve topu önde tutan, çırpınan Emenike'yi de sağolsun tutup teknik direktör çıkarıyor ve üzerini çizdiği Aatıf'la skor değiştirmeye çalışıyor. Kafalar bir milyon. Hasan Ali ve soldaki Wiel'in iyi niyetlerinden şüphe yok. Lakin malzemenin kalitesi maalesef bu kadar. Hücumdaki etkinlikleri kocaman bir sıfır! Gökhan Gönül ve Caner'in çok büyük bir kayıp olduğunu kabul etmeyen hadi etmesin de görelim. 

Alper geldiği günden bu yana 1 milim üzerine koyamamış, bu saatten sonra da koymaz. Volkan Şen deseniz bal yapmaz arının sözlük anlamı adeta. Şanssız manssız da değil bu çocuk. Kapasitesi bu kadar. Advoocat Bey milli maç aralarını Hollandalar'da değerlendiriyor. Geldiği günkü ümidini ve heycanını da yitirip kendisini kovdurmanın hesaplarını yapan kurnaz bir ihtiyar gibi konuşuyor mikrofonlara. 

Yani özet olarak sezona şuursuz biçimde girerek, ne yaptığını bilmeden zamansız yersiz kararlarla takımı dağıtarak, kalitesini yarı yarıya aşağı çekerek, daha yedinci haftadan lige havlu atan Fenerbahçe'yi önümüze koyan baştakiler için artık yolun sonu geldi. Gereğini yapma sırası başkanda. Yargıtay kararı filan da beklemeye gerek yok. Gelecek olan başkan mayısa kadar tüm hazırlık ve planını yapıp mayıs sonuyla birlikte kısa sürede tam donanımlı Fenerbahçe'yi haziranda hazır etmek zorunda. 3 temmuzda yıkılmayan taraftar şu an paramparça ve bunun sebebini artık bilmeyen kalmadı. Allahtan basketbol ve onu bize daha da sevdiren Obradovic var.